Oxygen Chrome

1 Nisan 2011 Cuma

Eoldynn: 1. Eoldynn ve Zamanın Başlangıcı


Hiçliğin ortasında var olan Tanrı Ned, atomlar henüz oluşmuşken ve kararsızken onları harekete geçirdi ve yeni dünya Eoldynn’i oluşturmaya başladı. Eoldynn, zamanın başlarında bir bulutsudan ibaretti. Amaçsızdı ve güçsüzdü. Fakat Ned, ilk ezgiyi mırıldandı boşluğa ve hiçliğin ortasındaki bulutsu şekil almaya başladı. Bulutsunun merkezinde parlak ateş çekirdeği oluşmaya başladı. Hemen çevresinde dönen ve çekirdeği saran toprak meydana geldi. Toprağı da sarmalayan bir katman daha belirdi, Eoldynn’i hiçlikten koruyan gaz bulutu. Böylece yeni dünya ilk hâline büründü. Bu başlangıçtı. Eoldynn’in yeşermesi için bir takım dönüşüme daha ihtiyacı vardı. Bu ihtiyaç, tek olan Ned tarafından ikinci ezgi ile hayat buldu. Yeni dünyanın yüzeyine yaşamın tohumları serpildi.


Eoldynn, sonraki birkaç dönem Tanrı’dan habersiz dönüşümler yaşadı. Filizlenmeyi bekleyen yaşam tohumları farklılaştı tıpkı yeryüzü gibi. Yeryüzünde inanılması güç sarsıntılar yaşanmaya başladı ve toprak katmanı kırılarak parçalara ayrıldı. Ayrılan parçaların arasını topraktan göğe fışkıran renksiz bir sıvı doldurdu. Bu sıvı, ileride toprağa yaşamı, güzellikleri bahşedecekti. Eoldynn yüzeyine serpilen birçok tür, ya çöken topraklar altında göçüp gitti ya da derin yarıkları dolduran hayat sıvısının, suyun, altında ebediyen boğuldu. Ned, durumu fark etti, derhal felaketlere bir son vermek istedi. Felaketlerin durdurulması için Tanrı’nın Asilleri’ni yarattı: Yidhe, Radhe ve Kradhe. Asiller kendilerine has özellikleriyle Eoldynn’e gönderildi. Yidhe, hava katmanında yaşanan olumsuzlukları giderdi ve hava tacını taktı. Radhe, toprak katmanında ki sarsıntıları yok denebilecek kadar az bir orana düşürmeyi başardı ve toprak tacını taktı. Kradhe ise en derin katman olan ateş çekirdeğindeki patlamalara kısmen son verdi ve ateş tacını taktı.

Tanrı Ned, dünyanın oluşumunda kendine yardımcı olarak atadığı Asiller’e güvenerek Eoldynn’in gelişimini onlara emanet etti. Tanrı’nın buyruğunca onlar, artık dünyanın bekçileriydiler. Elementlerin dengelerinden, karalar ile su kütlelerinin birbiriyle uyumlarından ve en önemlisi yaşam tohumlarının filizlenmesi için gerekli tüm koşulların sağlanmasından sorumluydular. Böylece Asiller’in Zamanı başlamış oldu.

0 Yorum:

Yorum Gönder